12 Ağu Finansal Piyasalara Bakış 3
Global piyasalarda yoğun haber akışı sürüyor. Gündemin ilk sırasında ABD – Çin ticaret savaşı yer alıyor. Önceki hafta ABD Başkanı Trump’ın 300 milyar dolar büyüklüğündeki Çin ürününe %10 ek vergi koymasının ardından Çin’in cevabı gecikmedi ve bu cevap görüşmelerin sürüp sürmeyeceğine dair önemli soru işaretlerini de beraberinde getirdi. Bilindiği gibi Çin para birimi yuan (CNY) Amerikan dolarına karşı günlük sabit bir kur ile işlem görüyor ve her gün Çin Merkez Bankası (PBOC) USD/CNY paritesini önceki gün kapanışına göre belirli bir bantta kalacak şekilde belirliyor. Geçtiğimiz hafta içinde PBOC USD/CNY paritesinin 7 seviyesinin üzerine çıkmasına müsade ederek ABD’nin adımına karşılık verdi. Çin’in yükselen enflasyon ile birlikte iç dinamiklerini de olumsuz yönde etkileyebilecek olan bu adım çok kritik zira sadece ABD ile olan ticareti değil, global ticareti de etkileyecek durumda. ABD’den iki önemli adım izledik, ilki resmi olarak Çin’in kur manipülatörü ilan edilmesi ki bunun IMF ve diğer kurumlar nezdinde adımları olacaktır. Diğeri de Huawei başta olmak üzere bazı Çinli şirketlerin lisanslarının askıya alınması oldu. Ayrıca Trump’ın eylül ayında yapılması planlanan görüşmelerin olup olmayacağı konusunda belirsizlik yaratan açıklamaları da öne çıktı.
Ticaret görüşmelerinin geleceğine dair kaygılar güvenli liman arayışını da beraberinde getiriyor. ABD 10 yıllıklar %1,69 seviyesine kadar düşüş yaşarken global çapta getirilerde önemli gevşemeler izledik. 15 trilyon dolarlık yatırımın eksi getiriye sahip olduğu tahvillere park etmiş olması güvenli liman arayışının bir göstergesi. Ayrıca altın diğer emtialara göre öne çıkarak yeniden 1500 dolar seviyesine kadar yükseldi. Merkez bankalarının ilk adımları sonrasında önümüzdeki dönemde de faiz indirimlerine devam edeceği beklentileri altını destekliyor. FED’in eylül ve aralık ayında faiz indirimine gidebileceği beklentilerine ekim ayı da eklenmiş durumda ve piyasada sıkça konuşulan konuların başında geliyor. Bu beklenti içine 2 yıllık getirileri de sert şekilde aşağı çekerken 2-10 yıllık getiri farkı 10 baz puana kadar indi.
Hafta sonuna doğru gündemin ön sıralarına yerleşen İtalya’da koalisyon uzun sürmemiş görünüyor. Leauge partisi lideri Salvini’nin erken seçim çağrısı ekim ayında İtalya’da gerçekleşecek gibi görünüyor. Erken seçim öncesinde anketler Salvini’ninönde olduğuna işaret ediyor. Vergi indirimleri ile yeni yatırım sözü veren Salvini’nin Avrupa Birliği ile arasının açılacak olduğu ise aşikar. Zira vergi artışı kararının 2020 yılına ertelenmesi durumu da %3 bütçe açığı kuralını tutturması çok zor olacak. Ayrıca borç/GSYIH rasyosunun %132 seviyesinde yer alması ve bir iyileşme göstermemesi de Avrupa Birliği’ni tedirgin ediyor. Mevcut gelişmeler ile İtalyan – Alman 10 yıllık getiri farkı son altı haftanın zirvesine çıkmış durumda.
AB tarafında sorunlu olan sadece İtalya değil. Son birkaç yıldır bölgenin lokomotifi olmaktan uzak Almanya’da son çeyrekte ekonominin %0,1 daralması öngörülüyor. Sanayi üretimi datasında sert düşüş mevcut beklentilerin de altında rakam görmemize neden olabilir. Öte yandan yeni haftada ABD’de enflasyon ile Çin sanayi üretimi ve perakende satış verileri öne çıkacak. ABD’de manşet enflasyonun %1,7 seviyesine yükselmesi beklenirken (önceki %1,6) çekirdek enflasyon için değişiklik beklentisi yok. (%2,1) Çin’de ise ekonomide yavaşlama beklentileri veriler ile desteklenir görüntüde. Sanayi üretimi ve perakende satışlar verilerindeki artış hızının düşmeyi sürdürmesi bekleniyor.
Içeride TCMB’den yeni adımlar izledik. Banka likidite yönetiminde esnekliğin artırılması amacı ile hali hazırda 1 hafta vadeli olarak gerçekleştirilen döviz karşılığı Türk lirası swap işlemlerinin 1,3 ve 6 ay vadeli olarak da gerçekleştirilmesine karar verdi.Mart ayı sonunda Londra’daki swap piyasasında Türk lirası gecelik faizlerin sert yükselişi sonrasında yeniden düzelme adımları sürüyor. Diğer bir adım da yabancı para mevduatlarına ugulanan zorunlu karşılık oranının tüm vadelerde 100 baz puan artırılması oldu. Banka ayrıca ABD cinsinden tutulan zorunlu karşılıklara uyguladığı faizi 100 baz puan aşağı çekerek %1 seviyesine indirdiğini açıkladı. Mayıs ayından bu yana %10 üzerinde düşüş gösteren döviz sepetindeki düşüşü destekleyen adımlar gelmeye devam ediyor.
Son dönemde artan volatilitenin çözülemeyen sorunlara yenilerinin eklenmesi ile daha da artabileceği bir dönemdeyiz. Haber ve veri akışının global çapta takip edilme zorunluluğu öne çıkıyor.