FİNANSAL PİYASALARA BAKIŞ 10

FİNANSAL PİYASALARA BAKIŞ 10

ABD’deki siyasi gelişmeler ve Çin ile ticaret görüşmeleri gündemi oluşturmaya devam ediyor.

Ukrayna konusunda Nancy Pelosi önderliğindeki demokratlar Trump hakkında soruşturma açılmasını ve sürecin devamında da başkanın azledilmesini talep ettiler. Senato’da cumhuriyetçilerin çoğunluğa sahip olduğu düşünüldüğünde demokratların beklentisi yüksek görünüyor. Trump kanadının ilgili görüşmelere dair metinleri süre geçmeden yayınlaması ile piyasaların gerginliğinin azaldığını görüyoruz. Ancak Trump’ın azledilmesi konusunda çıkan spekülasyonlara piyasanın verdiği sert tepki dikkat çekiciydi.

Yaklaşan ABD – Çin ticaret görüşmeleri öncesinde olumlu ve olumsuz haber akışı sürüyor. Önceki hafta karşılıklı jestler görsek de geçtiğimiz hafta ABD tarafında ataklar öne çıktı. Trump’ın BM toplantısındaki çıkışı geçmiş dönemden gelen kur manipülasyonunu ve teknolojik bilgilerin çalınması konusunda şikayetlerin sürdüğünü teyit etti. Ancak BM’de gelen bu sert açıklamalar piyasa tarafından fiyatlanmadı ve hatta ertesi gün Çin’in soya fasulyesinin ardından domuz eti ithalatını da serbest bırakacağına dair açıklaması öne çıktı. Ancak cuma günü ABD’nin Çin’e olan portföy yatırımlarını sınırlayabileceği haberi endeksler üzerinde önemli baskı yarattı ve S&P 500 endeksini son 3 haftanın dibine çekti. Bu adım karşısında Çin’in elindeki ABD hazine kağıtlarını azaltarak cevap verebileceği düşünüldüğünde mevcut durumda likidite sorunu yaşayan ve FED’in operasyon ile likidite enjekte etmek zorunda olduğu bu dönemde piyasaların daha derin bir krize sürüklenebileceğini not etmekte fayda var.

Ticaret savaşlarının sektörel bazda etkileri de global ticareti etkilemeye devam ediyor. ABD İran petrol taşıdıkları gerekçesi ile bazı Çinli petrol taşıma şirketlerine yaptırım uygulayacağını açıkladı. büyük oyuncuların da etkilendiği bu adım sonrasında  Asya pazarında temiz tanker fiyatının önemli derecede yükseldiğini görüyoruz.

Dolar likiditesi kısmen de olsa sorun olmaya devam ediyor. FED salı günü 75 milyar USD ve perşembe günü 60 milyar USD varlık alımı ile piyasaya likidite verdi. Gerek likidite sorunu gerek FED’in son toplantısında gelen şerhler ve dot’ların 2019 için maksimum 1 faiz artırımını işaret etmesinin faiz artırım patikasının sonuna gelindiğine dair algı yaratması dolar endeksinde yükselişe neden oluyor. Endeks 99 seviyesinin üzerinde geçen haftayı sonlandırdı. Endeks ABD dolarının euro, Japon yeni, İngiliz poundu, Kanada doları, İsveç kronu ve İsviçre frangından oluşan sepete karşı değerini gösteriyor. Endeksin %58’ini euro ve %14’ünü Japon yeni oluşturuyor. Para birimlerinin sepet içindeki değeri global ticaret hacimlerine dayanarak ayarlanıyor. Son yıllarda endeksin dar kapsamı nedeniyle eleştirilere maruz kaldığını ve ikame dolar endekslerinin çıktığını görüyoruz. Bloomberg tarafından oluşturulan dolar endeksi daha fazla para birimi barındırması nedeniyle piyasa oyuncuları tarafından ön plana alınmaya başlandı.

Dolar Endeksini Oluşturan Para Birimleri Ağırlık (%)
Euro 57,6
Japon Yeni 13,6
İngiliz Poundu 11,9
Kanada Doları 9,1
İsveç Kronu 4,2
İsviçre Frangı 3,6

Hafta içinde ABD’de ikinci çeyrek büyüme final verisi açıklandı. Veri beklendiği gibi % 2 büyümeyi işaret etti. Piyasa oyuncuları için asıl sürpriz % 1,9 ile % 1,7 olan beklentilerin üzerinde açıklanan çekirdek PCE (kişisel harcama endeksi) verisiydi. FED’in enflasyon izlemede ön planda tuttuğu veri olması açısından önemli.

Hafta boyunca volatile olan diğer bir enstrüman da petroldü. İki önemli haber S.Arabistan üretim tesislerine yapılan saldırı sonrası fiyat yükselişinin tümüyle geri verilmesine neden oldu. S.Arabistan saldırısı nedeniyle ABD’nin İran’ı suçlamasına rağmen BM toplantısında Fransa arabulucuğunda bazı adımların atılma ihtimali gündeme gelmişti.

Zira İran lideri Ruhani ABD’nin masaya oturulması karşılığında tüm yaptırımları kaldırma teklifinde bulunduğunu açıkladı. ABD’den bu açıklamaya dair herhangi bir yalanlamanın gelmemesi dikkat çekti.

Diğer önemli gelişme ise S.Arabistan ve Yemen arasında kısmi ateşkes anlaşmasına varılması haberiydi. Yemen’den gelen saldırıların İran destekli olduğuna dair ABD ile S.Arabistan’ın önceki açıklamaları düşünülürse her iki tarafın gerginliği azaltmak adına da adım atmış olduğunu görüyoruz. Gelişmeler sonrasında brent petrol $62 seviyesinin altında günü sonlandırdı. OPEC+ hikayesi de kalmayan piyasa oyuncularının yükseliş için elindeki tek hikaye ABD – Çin ticaret görüşmelerinin olumlu sürmesi. Ancak bu sürecin ne derece kaygan bir zemine sahip olduğunu geçtiğimiz haftaki haber akışı bir kez daha teyit etmiş oldu.

Euro Bölgesi’nin iki lokomotifi Almanya ve Fransa’dan gelen veriler resesyona işaret etmeye devam ediyor. Hizmet ve imalat PMI endekslerinde sert düşüşler öne çıktı. Almanya’da özellikle otomotiv sektöründe daralma olumsuz sinyaller üretiyor.

İçeride ABD ile ticaret anlaşması olabileceği haberi ve F35 alımı konusunda onay çıkacağı beklentisi döviz sepetini 6 seviyesinin altına itti. Bu beklentilerin yanında Cuma günü not artırımı gelebileceğine dair spekülasyonlar ile bankacılık endeksi önderliğinde BIST 100 endeksinin %3’ün değer kazandığını izledik.

Bu hafta veri akışı açısından yoğun olacak. ABD’de geçen ay daralmayı işaret eden ISM imalat endeksinin 50 seviyesinin üzerine çıkarak yeniden genişlemyi işaret etmesi bekleniyor. Her ne kadar tarım dışı istihdam raporu ile korelasyonu az olsa da özel sektör istihdam raporu (ADP) izlenecek, beklenti 145K istihdam sağlanması yönünde. Haftanın en kritik iki verisinden biri olan ISM hizmet verisi için ise düşüşün sürmesi bekleniyor. Verinin alt endekslerinde gerek enflasyon gerek istihdam piyasası için sinyaller arıyor olacağız. Diğer kritik veri ise istihdam piyasasındaki gelişmeleri bize özetleyecek. Tarım dışı istihdamın 145K seviyesini işaret etmesi öngörülüyor. Enflasyon konusunda etkisi nedeniyle takip edilmesi gereken ortalama saatlik gelir (AHE) artışının aylık %0,3 ve yıllık %3,2 seviyesinde kalması ve sürpriz yaratmaması bekleniyor. 

Bülteni pdf olarak indir