20 Eki FİNANSAL PİYASALARA BAKIŞ 13
İçeride yoğun bir haftayı geride bıraktık.
Sınır güvenliği nedeniyle Suriye’de başlatılan operasyona dair hafta başında gerek ABD gerek AB ve hatta Çin’den gelen mesajlar dikkat çekiciydi. AB ülkelerinin bazılarının Türkiye’ye silah satışını askıya alması ve Akdeniz’de süren petrol arama operasyonlarını da gerekçe göstererek yaptırımlar için adım atacağı açıklamaları piyasada kısmen etkili olurken, ABD’den gelen yaptırım açıklamaları sonrasında gerek BİST 100 endeksinde düşüş gerek döviz sepetinde yükseliş sert oldu. Önceki hafta üzerinde anlaşılan ve ticaret hacmini 100 milyar USD’ye çıkarmayı hedefleyen tasarı askıya alınırken Türkiye’den ithal edilen çeliğin gümrük vergisinde artışa gidildi.Bu adımlar ile birlikte ABD’nin İran yaptırımlarını deldiği gerekçesi ile Halkbank konusu bir kez daha gündeme taşındı. Ancak bu olumsuz hava Türkiye ile ABD’nin karşılıklı anlaşması sonrasında kısmen de olsa olumluya döndü. ABD’de cumhuriyetçi ve demokrat senatörlerin ortak kararı ile Türkiye’ye uygulanabilecek yaptırımlar Kongre’ye sunulmadan 6,20 seviyesinin üzerine çıkan döviz sepeti haftayı 6,15 seviyesinin altında sonlandırdı. Sürecin başından bu yana Trump cephesinden gelen karışık açılamalar piyasanın sürece kuşku ile yaklaşmasına neden oluyor. Gelişmeler sonrasında son enflasyon verisini de arkasına alan TCMB’nin 100 baz puanlık faiz indirimine gideceğine dair beklentiler güçlenmiş durumda.
İçeride diğer önemli gelişmelerden bir tanesi de Türkiye Bankalar Birliği (TBB) tarafından açıklanan finansal yeniden yapılandırma çerçeve anlaşmasıydı. Bu anlaşma ile banka ve finansal kurumlara 25 milyon TL ve üzerinde borcu bulunan büyük ölçekli şirketler yeniden yapılandırmadan faydalanabilecek.
Veri olarak öne çıkan işsizlik ise hayal kırıklığı yarattı. %3,1 gibi sert bir yükseliş ile %13,9 seviyesine yükselen işsizlik oranı aynı zamanda %14,3 mevsimsellikten arındırılmış işsizliğe işaret ediyor.
Uluslararası piyasalara baktığımızda piyasa oyuncuları ABD – Çin ticaret görüşmelerini, Brexit sürecini ve Suriye operasyonunu izledi.
ABD – Çin görüşmelerinde birinci safhada anlaşma sağlandığına dair spekülasyonlar artarken bu anlaşmanın detaylarının ay sonunda netleşmesi bekleniyor. Kur başlığında bir anlaşmaya varıldığı piyasa tarafından büyük ölçüde fiyatlanırken ABD’de Hong Kong’un statüsü ile ilgili Kongre’ye sunulan tasarı Çin’den son dönemde diğer konularda görmediğimiz sertlikte tepki gelmesine neden oldu. Çin’in hassas olduğu konulardaki gelişmeler daha yakından takip edilmeli.
Uzun süredir gündemi meşgul eden ancak son dönemde daha çok GBP üzerinde etkilerini gördüğümüz Brexit sürecinde İngiltere ile AB arasında anlaşmaya varıldı. Anlaşmanın hemen ardından İngiltere Merkez Bankası (BOE) guvernöründen gelen ve faiz artırım ihtimalinin masada olduğuna dair açıklama GBP’yi yükseltti. Anlaşmanın tamamlanması için İngiltere Başbakanı Johnson’ın parlamentoyu ikna etmesi gerekiyor. Süreç orta vadede birlikten ayrılmak isteyen İtalya gibi ülkelere örnek olacaktır.
ABD tarafında bilançolar ve mali veriler izlendi. Citi ve JPMorgan beklentilerin üzerinde, Wells Fargo ile Goldman Sachs beklentilerin altında hisse başı kar (earnings per share -EPS) açıkladı. Düşük faiz ortamı banka bilançoları üzerinde baskı yaratıyor. Bu hafta Boeing, Amazon, Microsoft ve Tesla bilançoları piyasaya yön verecektir.
Mali veriler ise hayal kırıklığı yaratmayı sürdürüyor. 2 hafta önce gelen ISM hizmet ve imalat verilerinin sert düşüşü işaret etmesinin ardından orta seviye öneme sahip verilerin de piyasa üzerinde etkisinin artacağını takip edilmesi gerektiğini belirtmiştik. Perakende satışlar, sanayi üretimi, konut başlangıçları ve Philadelphia FED endeksinin beklentilerin altında kaldığı haftanın ardından FED’in 30 Ekim toplantısında faiz indirin ihtimali vadeli piyasada % 80,1 ile fiyatlanıyor. Hafta başında % 72 ile fiyatlanmaktaydı. Bu hafta açıklanacak dayanıklımal siparişleri, PMI verileri ve yeni konut satışları önemli olacak.
Her ne kadar geçen hafta FED’in varlık alımı ile aylık bazda piyasaya likidite enjekte etme kararı sonrasında likidite sıkıntısı arka planda kalsa da sorunun devam ettiğini görüyoruz. FED’in bu hafta açtığı 75 milyar USD’lik repo ihalesine yalnızca 80,3 milyar USD talep geldi. Repo oranı FED faizinin üzerinde kalmaya devam ediyor.
Cuma günü Çin’de 1990’ların başından bu yana en düşük seviyeyi işaret eden büyüme verisi açıklandı. % 6 büyüyen ekonomi % 6,1 olan beklentilerin altında kaldı. Çin’deki yavaşlama sürpriz değil ancak yavaşlama hızı beklentileri aştığında global resesyon riskinin arttığını düşünen piyasa oyuncularının daha sert fiyatlamasına neden oluyor. Aynı gün gelen perakende satış ve sanayi üretim verilerindeki kısmi toparlanma büyüme verisinin olumsuz etkisini törpülemeye çalışmış görünüyor.
Almanya’da 2020 yılına dair büyüme beklentisi hükümet tarafından aşağı çekildi. Ekonomi bakanı olası krizde tüm seçeneklerin masada olduğunu iletti. Gerek FED beklentileri gerek Almanya’dan gelen açılamalar ile Brexit ile ticaret görüşmelerindeki gelişmeler Euro’ya destek oluyor. EURUSD paritesi haftayı 1,11 üzerinde sonlandırdı.
Gelmiş geçmiş en büyük halka arz olacak Aramco’nun hangi değer ile piyasa çıkacağı konusunda S.Arabistan ile halka arza aracılık edecek yatırım bankaları arasında anlaşmazlık bir kez daha halka arzın ertelenmesine neden oldu. S.Arabistan 2 trilyon USD değerle halka arz konusunda istekte bulunsa da yatırım bankaları 1,5 trilyon USD’ye yakın bir rakamın yatırımcıları çekeceği görüşünde.
Hareketli bir hafta bizi bekliyor olacak.